Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan, Maden ilçesindeki maden sahasının ihale süreciyle ilgili olarak şahsı ve Elazığ TSO hakkındaki ithamlara cevap verdi. Başkan Arslan kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi hususunda bir açıklama yapma ihtiyacı gördüğünü ifade ederek, “Bu aziz şehre konuşarak ve gereksiz polemikler üreterek hizmet edemeyiz. Biz işimize odaklanmışız. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.
“ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI İTHAMLAR VE YERSİZ SUÇLAMALARA MARUZ BIRAKILMIŞTIR”
Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan yaptığı açıklamada, “Maden ilçemizdeki polimetal maden sahasının işletilmesi hususuyla ilgili olarak Ak Parti Elazığ İl Başkanlığı tarafından yazılı bir açıklama yapılmıştır. Söz konusu açıklamada şahsım ve Başkanı olduğum Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası doğrudan isim olarak ifade edilmemiş olmasına karşın hedef alınarak bir takım ithamların odağına konulmuştur. Maden ilçesindeki istişare toplantısı öncesi yapılan bu açıklamada toplantının yersiz, popülist ve iyi niyetten uzak olduğu dile getirilmiş ve toplantıya katılmayacaklarını açıklamışlardır. Kamuoyunun öncelikle bilmesi gereken husus Maden ilçesinde böyle bir istişare toplantısı yapılması teklifi Sayın Maden Belediye Başkanımız Orhan Yavuz’un Odamızı ziyareti sırasında Madenliler Derneği Başkanımız Sayın Yaşar Altundal’dan gelmiştir. Biz de Girişim Grubunun organizatörü olarak madenin bulunduğu bu ilçede böylesine bir toplantıya iştirak etmenin Maden halkının hakkı olduğu sorumluluğuyla teklifi olumlu karşılamış bulunmaktayız. Maden ilçemizi temsil eden STK temsilcilerinin davetiyle yapılan bu toplantının popülizmle, yersizlikle ve iyi niyetten yoksun olmasıyla nasıl bir bağlantı kurulduğunu ise anlamış değiliz. AK Parti İl Başkanlığı, Milletvekilleri ve Belediye Başkanımızın ortak görüşü olarak yayınlanan açıklamanın her bir paragrafı hem kamuoyunu hem de bizleri şaşırtan ifadelerle doludur. Sanki Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası ilgi alanı ve sorumluluğu dışında bir işe girmiş gibi ithamlar ve yersiz suçlamalara maruz bırakılmıştır. Bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyanların öncelikle bilmesi gerekenler, Maden sahasının Elazığ iş dünyası tarafından işletilerek buradan doğacak tüm katma değerin kendi şehrimize kazandırılması için Elazığ Medyası bizleri göreve davet etmiştir. Biz de sorumluluğumuzu yerine getirmekteyiz. 1884 yılında kurulmuş olan ve Misakı Milli Sınırları içerisindeki en eski 4 Odadan biri olan Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluş kanununda şehrin ekonomik değerlerinin ilin kalkınma ve gelişmesine kanalize etme sorumluluğu bulunmaktadır. Kaldı ki, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası kuruluşundan bugüne her zaman toplum içerisinde kanaat önderi olarak görülmüş ve bu ilkeli duruşuyla sadece iş dünyasının değil toplumu oluşturan tüm kesimlerin her zaman çözüm talebinde bulunduğu bir kurum haline gelmiştir” dedi.
“ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE SİYASETİN İÇERİSİNDE OLMADIĞI GİBİ POPÜLİZM İHTİYACI DA DUYMAMIŞTIR”
Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan yaptığı açıklamada, “Yakın tarihte hatırlanacağı üzere, İstasyon Meydanında “Ekonomik Krizlere Hayır Mitingi” Elazığ TSO organizasyonudur. Elazığ’ın Teşvik Yasasına dahil edilmediği 2001 yılında Otobüslerle Ankara çıkarması yine Elazığ TSO faaliyetidir. Ferrokrom ve Çimento Fabrikası özelleştirme sürecine o dönemde Odamızın girişimi söz konusudur. Yine Model A.Ş. kurup şehrin sermeyesini bir araya getirme girişimi de yakın tarihlidir. İşte, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odasına yüklenmiş olan bu misyon gereği bugün de Oda Yönetim Organlarımız sorumluluklarının gereğini yerine getirmekte ve hiçbir fedakarlıktan geri durmamaktır. Bu doğrultuda ELVEST A.Ş. kurulmuştur. ELAGRO A.Ş. Kurulmuştur. 3 Kooperatif ve 2 Birlik kurulmuş olup hizmetleri devam etmektedir. Çok ortaklı ilk girişimimiz olan Biyogaz ve Entegre Gübre Tesislerimiz hızla ilerlemektedir. Elazığ Girişim Grubu da işte bu süreçlerin doğal bir sonucudur. İktidar partisinin değerli yöneticileri ve Vekillerimiz özellikle ihalenin ertelenmesi süreçlerine destek olmuşlardır. Ancak yapılan ortak açıklama tüm bu olumlu adımlara maalesef gölge düşürmüştür. Elazığ Girişim Grubumuzun ihale şartlarında olması gereken değişiklik taleplerinin yerine getirilmemiş olmasından biz bugüne kadar ne kendilerini sorumlu tuttuk, nede bunu herhangi bir platformda ima ettik. Eğer ihale bir kez daha ertelenmez ve bu şartlarda Elazığ Girişim Grubu dışında bir başka firmada iş kalırsa bunun sorumlusu olarak kamuoyu bizi görür endişesiyle bu açıklama yapıldı ise o zaman da usul ve üslup hataları yapılmıştır. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası tarihin hiçbir döneminde siyasetin içerisinde olmadığı gibi popülizm ihtiyacı da duymamıştır. Bu dün böyleydi bugünde aynıdır. Yapılan açıklamada kendi ikbalimiz için böyle bir popülist yaklaşım içinde olduğumuz ifade edilmektedir. Odamızın hiçbir yöneticisinin böyle sığ bir şark kurnazlığına ihtiyacı yoktur. Tacir sıfatını taşıyan Elazığ TSO üyeleri de bunu ayırt edebilecek yüksek ferasete sahiptir. Bundan kimsenin ne endişesi ne de şüphesi olsun. Odamız seçmeni bu şehrin istihdamına, ihracatına, ticaretine ve dolayısı ile sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına şekil veren bir zümredir. Bu zümrenin hiçbir ferdinin siyasetin karanlık koridorlarındaki ayak oyunlarına ne ihtiyacı vardır ne de tenezzül eder. Bizim seçilmemiz de işimizi yapmamız da üyemizin gözü önünde ve gönlünde olur” ifadelerini kullandı.
“İLK GÜNDEN İTİBAREN İHALE ŞARTINA MADEN SAHASININ BULUNDUĞU ALANA İZABE TESİS ŞARTININ KONULMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEKTEYİZ”
Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan yaptığı açıklamada, “Söz konusu açıklamada, ‘Birinci ihalenin ertelenmesi, şartnamenin değiştirilmesi, flotasyon ve ek tesisler yapılması, maden sahasında çalışacak işçilerin % 60’ının Elazığlı olması bu çabalar sonucunda şartnameye eklenmiştir. Ayrıca son düzenlemeyle MTA’nın payı %100 arttırılmıştır. Tüm bu talepler bölgede yaşayan insanımızın talepleriydi ve bizler insanımızın talebini karşıladık.’ İfadelerine yer verilmiştir. İki aydan beri bu konuyla yatıp kalkan bir kişi olarak peşinen ifade edeyim ki, bölge halkımızın böyle bir beklentisi ve talebi söz konusu değildir. Flotasyon ve ek tesis siz şartnameye koysanız da koymasanız da bir maden sahasının işletilmesinde mecburi bir prosestir. Bu tesis olmadan alandan çıkacak taşın toprağın 600-700 km uzağa taşınıp ayrıştırılmasına başta maliyet açısından imkan yoktur. Ayrıca flotasyon tesisinde maksimum istihdam 500- 600 kişiyle sınırlıdır. İşte bu nedenle biz Elazığ Girişim Grubu olarak ilk günden itibaren ihale şartına Maden sahasının bulunduğu alana İzabe Tesis Şartının konulması gerektiğini söylemekteyiz. Bu sağlanırsa o zaman 3500-4000 istihdam imkanı oluşur. Ve bu yüksek istihdamla hem bölge hem şehir rahat nefes alır. MTA’ının payının %100 artırılması olayı ise sadece ihale şartnamesinde önceden yapılan bir hatanın düzeltilmesinden ibarettir. Sahadan MTA payı olarak %0,5 olan pay yeni ihale şartında %1 olarak olması gerektiği gibi düzeltilmiştir. Yani Yüzdeyüz artırılmış olmaktan kasıt ihale makamının bir önceki ihale şartındaki hatasını düzeltmesinden ibarettir. Dolayısı ile büyük bir başarı gibi övünülerek açıklanan ve son ihale şartına konulan iki maddenin şehrin istihdamına ve ekonomisine bir katkısı söz konusu değildir” dedi.
“ELAZIĞ TİCARET VE SANAYİ ODASI KURDUĞU ORTAKLIĞI BİR BAŞKASINA PEŞKEŞ ÇEKECEK BİR KURUM DEĞİLDİR”
Elazığ TSO Yönetim Kurulu Başkanı Asilhan Arslan yaptığı açıklamada, “Yine bilinmesini istediğim bir başka konu da şudur. Bir şirket kısa bir süre önce medyaya yaptığı açıklamada Elazığ TSO ile görüştüğünü ve Girişim Grubuna ortaklık için olumlu cevap alamadığı açıkladı. Girişim Grubunda yer almak için hem fiziksel başvuru hem de online açık olan sistemde gelen hiçbir başvuru olumsuz karşılanmamıştır. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası kurduğu ortaklığı bir başkasına peşkeş çekecek bir kurum değildir. Bunu kendilerine çok net ifade ettik. Sonuç itibarı ile bu sürçte kimlerin ayağına basacağımıza, hangi fincancı katırlarının ürkeceğine bakmıyoruz. Ne kimsenin siyasi ikbali, ne hangi şirketin biraz daha semizlenmesi ne de kimlerin incineceği gündemimizde yer almamaktadır. Ortaya konulan bu mücadelenin tek gayesi şehrimizin âli menfaatlerinin korunmasıdır. Ve bu sürecin tüm safhaları kamuoyu önünde şeffaf bir şekilde yönetilmiştir. İhalenin iptal edilerek tarihinin değiştirilmesi haklı taleplerimizin ilgili mahkeme tarafından kabul edilmesi neticesinde gerçekleşmiştir. Yapılan bu girişim ve çalışmaların tamamı STK’lar, meslek kuruluşları, siyasi partilerimiz ve kamuoyundan büyük destek görmüş ve şehrimiz bu hususta özlemi duyulan bir birlik ve beraberlik örneği sergilemiştir. Yapılan açıklamadaki ithamları öncelikle kamuoyunun vicdanına sonra Yüce Allah (c.c.)’a havale ediyoruz. Yapılan hiçbir saldırı ve tehdide boyun eğmeden mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Ayrıca, söz konusu şehrimizin menfaatleri olduğunda siyasi ikbal endişelerini bir kenara koyup, bu mücadeleye omuz ve destek olan tüm siyasilerimize kamuoyu huzurunda bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası olarak kişilerle ve kurumlarla polemik ve söz düellosu yapacak vaktimiz yok. Kaldı ki, ilimizin ve halkımızın ihtiyaç ve beklentileri açıktır. Bu nedenle lüzumsuz tartışmaların içinde yer almaktansa şehrin sesine kulak vermeyi önemsiyoruz. Sorumluluk sahibi her kişi ve makamında bu noktada daha duyarlı olması gerektiğine inanmaktayız” ifadelerinde bulundu
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)