Uncategorized

BU KUMAŞA BU ELBİSE

Bilerek yapılan her işin ardında ,bilinçli bir fikriyat yatar. Bu bilinci oluşturan ise belirli olaylar silsilesidir. Başarı veya başarısızlık,zafer veya mağlubiyet, muvaffakiyet veya mağduriyet bu eksende cereyan eder. Her bilinç,mutlak..

CEBELİ YERLİKAYA
CEBELİ YERLİKAYA

Bilerek yapılan her işin ardında ,bilinçli bir fikriyat yatar. Bu bilinci oluşturan ise belirli olaylar silsilesidir. Başarı veya başarısızlık,zafer veya mağlubiyet, muvaffakiyet veya mağduriyet bu eksende cereyan eder. Her bilinç,mutlak doğruyu temsil ediyor olmağı gibi,her bilinçli sanılan kişi de mutlak doğru üzerinde yürüyor olmayabilir. Kişi kendisini bilinçli sanar, fakat doğru bazen o bilinçten çok farklı yolda seyrediyor olabilir. Fikrin çeşitli kaynaklarla beslenmediği her mecra;biraz yarım,biraz yalan,biraz da gerçekten uzakta bir zandır.
Ki varsayımlarla,zanlarla yürüseydi her şey,her anımız binbir hatanın sathı mahali oluverirdi.İnsanların veya toplumların en çok yanıldıkları,kandırıldıkları alan siyaset arenasıdır. Bu kadar çok insanın yanılgıya düşmüş olması ve kandırılması ise siyasetin ve temsilcilerinin toplumun her kesimini temsil ediyor olması ve doğrudan onları ilgilendiriyor olmasından dolayıdır.
Toplumda oluşan beklentiler ve buna karşın siyasetçilerin bu beklentilere kurnazca,sinsice yaklaşımı ve bu minval üzere politikalar geliştirmesi,toplumun çokça yanılgıya düşmesine sebebiyet veriyor. Özellikle Türk toplumunun ileri demokrasi ile yönetilen dünya ülkelerinin aksine bilgi ve bilimsel doğrulardan uzak popülist söylemlere prim vermesi ve her seferinde aynı hatanın tekrarına düşmeleri, bu kısır döngünün başlıca sebebidir.
Bin yıl da geçse,bu tarz yaklaşımla ne siyaset ve siyasetçi kendine çekidüzen verebilir ne de toplumlar ileri bir toplum haline gelebilir.
Öyle ki;toplumların büyük çoğunluğu siyasetçilerin sert fırtınaları önünde bir yerlerden bir yerlere savruluveriyor.
Bu fırtına esnasında,ne kök,ne gövde,ne dal ne de yaprak kalıveriyor.
Bizi bizden alıp giden,ne varsa götüren ve her seferinde eksilten bir eksende neden kalmak ister hala insanlar?
Neden belli bir anlayışın,belli bir kutbun,safın,rengin tutsağı olur? Oysa seçenekler ve çok renklilik bize en iyiyi,en mükemmeli,en doğruyu seçebilme melekesini göstermek için var değil midir?
Her gelişim,her dönüşüm,bilginin hakim olduğu beyinlerde,hüküm sürdüğü yerlerde başlar. Hepimizin muhakkak ki bir dünya görüşü var. Fakat bu dünya görüşü asla birinin veya bir grubun çatısı altına girip te koşulsuz kabullenme ve teslimiyet şeklinde olmamalı.
Bilginin damıtılıp,doğrunun yanlıştan ayrıştırılıp mantık süzgecinden geçirilerek elde edilmiş hali olmalıdır.
Biz doğrularla var olamazsak,yanlışlar ve yanlışı savununlar kendi doğrularını beynimize vura vura kabullendirmenin konforunda daha çok keyif sürerler.
Acısı bizim,tatlısı onların kattığı olur.
Doğru ve doğru bilgi tek kutupludur.
Sağı solu,doğusu batısı,şucusu bucusu yanlış bilginin,siyasetin dilidir.
Kanmak veya kanmamak aklın karar vereceği bir iştir. Kararımızı doğrudan yana kullanalım…Tabi ki önce aklımızı doğru kullanmayı öğrenelim.
Siyaset,toplumun yansıması,tepede duran aynasıdır.
Toplum ne kadar kirlenmişse siyasette o kadar kirlidir.
Toplum ne kadar cahilse,siyasetçiler de o denli cahildir.
Fazla kızmaya,dövünmeye gerek yok. Kumaş ne ise,ortaya çıkan elbise de o kalitede oluyor. Önce kumaşın kalitesini artıralım,bir iki yanlıştan sonra iyi bir elbise ortaya çıkacaktır. Bu toplum artık şık olmayı ve şık giyinmeyi öğrenebilmeli. Herkese mutlu yarınlar diliyorum.

Tüm babaların ve baba adaylarının,”Babalar Günü” kutlu olsun.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL