Yıl 2021 ve biz hala bazı şeyleri bırak üzerine koyarak ileri götürmeyi,geliştirmeyi;tam tersine geriye götürmeyi,köreltip yok etmeyi nasıl da becerebiliyoruz.Bu alanda üstümüze yok sanırım.Beceriksizliğin ,iş bilmezliğin,öngörüsüzlüğün net ve tipik örneğidir..
Yıl 2021 ve biz hala bazı şeyleri bırak üzerine koyarak ileri götürmeyi,geliştirmeyi;tam tersine geriye götürmeyi,köreltip yok etmeyi nasıl da becerebiliyoruz.Bu alanda üstümüze yok sanırım.Beceriksizliğin ,iş bilmezliğin,öngörüsüzlüğün net ve tipik örneğidir bu aslında.Ne çalışmayı biliyoruz ne de hakkıyla çalıştırmayı.Bu bir nevi tembelliğin ve hazırcılığın,rahata meyil etmenin bir neticesi kısaca.İçimizdeki düşünce tarzının,tembel anlayış fikrinin sahaya ve fiillere yansıması .Bir yerde eğer her gittiğinizde aynı şeyler aynı yerde duruyorsa,aklınıza ilk gelecek şey orada yeteri bir çalışma anlayışının olmadığı,haliyle çalışılmadığı düşüncesi doğar doğal olarak.Kendimce iyi bir gözlemciyimdir.Bildiğim veya gittiğim her yeri en ince ayrıntısına kadar inceler ve irdeler, kafamda o yer ile ilgili bir taslak oluştururum.Ve ondan sonraki her gidişimde, aynı titizlikle aynı şeyi tekrar yaparım.Çünkü aradan bir zaman dilimi geçmiştir ve doğal olarak bazı şeylerin değişime uğramış olma ihtimalini göze alır, tekrar bir değerlendirme ihtimali doğacağı fikri ile hareket eder,tekrardan irdeleme işine yönelirim.Bazı yerlerde değişimin gözle görülür bir hızla ilerlediğine şahitlik eder,bazılarında ise stabil durum beni hayal kırıklığına sevk eder.İşte bu tam da bu tanıma yani stabil durum örneğine en uygun şehirlerden biridir Elazığ.Tıbbi bir terim olsa da duruma uygun bir kelime olduğu kesindir.Yıllardır gider gelirim bu şehire.Yol boyunca gördüğüm diğer şehirlerle kıyaslar,her seferinde hayıflanır her seferinde hayal kırıklığına uğrarım.Hatta çoğu kez,” Bazı şeyler yapılmasaydı da eskisi gibi kalsaydı”dediğim de çok olmuştur.En azından öz korunmuş olurdu.Elazığ;doğu ile batı,kuzey ile güney hattının kesişme noktasında olması nedeniyle stratejik önemi bir hayli yüksek bir şehirdir.Hakeza sahip olduğu doğal güzellikler,yeraltı zenginlikleri,zengin kültür birikimi ve insanın gönül güzelliği müstesna bir yerde olan bir şehirdir aynı zamanda.Gelin görün ki tüm bunlara rağmen bir arpa boyu yol kat edememiştir tüm bunlara rağmen.Bırakın yol almayı var olan değerlere de sahip çıkılmamıştır.1937 yılının 17 Kasım günü Doğu gezisine çıkan Mustafa Kemal Atatürk,Elazığ Gölcük gölü kenarından trenle geçtiği esnada gölü görünce trenin durdurulmasını emreder.Tren durur ve Mustafa Kemal Atatürk yanındaki heyetle Göl Kıyısına inerek büyük bir hayranlıkla gölü o eşsiz manzarayı izleyerek yanındakilere;”Gördüğünüz memleketler arasında en güzel yer neresidir?”Diye sorar.Çoğunluk İsveç diye cevap verir.Bu cevaplara karşı çıkan Mustafa Kemal Atatürk;”Türkiye en güzel memlekettir.”Der.Sonra gölün hemen yanında yükselen dağın ismini sorar,yanındakiler “Hazar Baba Dağı” derler.Bunun üzerine Mustafa Kemal Atatürk gölün isminin artık “Hazar Gölü” olduğunu,buranın eşsiz bir yer olduğunu,buraya Yalova gibi modern bir şehir kuracağını söyler.Ve bunca zaman burayı görememiş olmanın pişmanlığını dile getirir yanındakilere.Yanındakilere talimat vererek Ankara’ya dönüşte buraya yeterli ödeneğin ayrılmasını ve çalışmaların hemen başlatılması talimatını verir.Ancak kısa bir süre Mustafa Kemal Atatürk”ün rahatsızlığı ve sonrasında vefatı nedeniyle bu projeler yarım kalmış ve o günden sonra Hazar Gölü ve çevresi kendi kaderine terk edilmiştir.Aradan geçen seksen dört yılda hiçbir kazık çakılmadı.Göl ve çevresi atıklardan geçilmiyor.Doğru düzgün dinlenme tesisi,konaklama ve barınma tesisleri yok.Göl çevresinde ağaç arıyor insan gölgesinde oturup bu eşsiz maviyi seyretmek için,maalesef o da yok.Var olan tesisler de çürümeye terkedilmiş.
Etrafını çevreleyen dağlar yine dımdızlak şekilde.Oysa bu göl sadece Elazığ’ın değil,bölgenin değil dünyanın sayılı manzaradaki göllerinden biri.Bu eşsiz mavi de her geçen gün ferini yitiriyor.Seçim meydanlarında verilen vaatler sahibini arıyor.Ne vaat verenler var ortada ne de bu vaatleri sahiplenenler.Yazımın başında belirttiğim gibi,iyi bir gözlemciyimdir.Çocukluğumdan beri kıyısından gelip geçtiğim bu göl için durum günden güne kötüye gidiyor. Tıpkı Elazığ gibi,Elazığ’ın kronikleşen ve çözülemeyen sorunları gibi.Ne zaman iyi şeyler yazacağız bu köşede bilmiyorum ama sanırım uzun bir süre daha bu böyle gidecek.Anlayacağınız artık Elazığ için durum “stabil” olmanın ötesinde bir yerde,kısacası Elazığ artık “Komalık” .
Daha güzel,daha yaşanabilir,sorunsuz bir Elazığ dileğiyle…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)