Ağınlılar Dernek Başkanı Sayın Av. Tan Yıldırım, gazetemize gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. “AĞIN KÖPRÜSÜ’NÜN TAMAMLANMASINDA DERNEK OLARAK BİZİM DE KATKIMIZ OLDU” Ağın Köprüsü’nün yapımından bahsederek röportaja başlayan..
Ağınlılar Dernek Başkanı Sayın Av. Tan Yıldırım, gazetemize gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
“AĞIN KÖPRÜSÜ’NÜN TAMAMLANMASINDA DERNEK OLARAK BİZİM DE KATKIMIZ OLDU”
Ağın Köprüsü’nün yapımından bahsederek röportaja başlayan Av. Tan Yıldırım, “Aslen Ağın’lıyım, ama ilk, orta ve lise eğitimini Keban’da tamamladım babamın DSİ ’de çalışması dolayısıyla. Keban Lisesi bittikten sonra üniversite hayatına başladım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. 1996’da mezun oldum, 1997’de stajım bitti. 1998’de Elazığ’da yaklaşık 22–23 senedir de avukatlık yapıyorum. Avukatlığın haricinde Ağınlar Dernek Başkanlığım var. Bunun yanı sıra mahalli basında çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptım, 8-9 sene yazarlığımız da oldu. Bizim dernek başkanlığımız Ağın Köprüsü’nün yapıldığı döneme denk geldi, hareketli bir dönemdi. Akıl hastanesi ve Ağın Köprüsü’nün temelleri atıldı. Ancak uzunca bir süre yapılmadı, askıda kaldı. Hem Ağınlılardan hem de Elâzığlılardan köprünün tamamlanması açısından bayağı bir tepki vardı. İşte o zaman biz de dernek başkanlığını devraldık, basınla özellikle köprünün tamamlanması için çeşitli röportajlarımız oldu, köşe yazılarımız oldu. Yazılı basında bir takım faaliyetlerimiz oldu, bunların da etkisi oldu tabii. Ağın Köprüsü’nün tamamlanmasında az da olsa Ağınlar Dernek Başkanı olarak ve Ağınlar Derneği olarak bizim de bir katkımız oldu, yani sonunda biliyorsunuz zaten, nihayetinde köprü tamamlandı. 12-13 sene sürdü ama çok güzel Ağın’a yakışan, Elâzığ’a yakışan bir köprü oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun” ifadelerine yer verdi.
“AĞIN’IN YÖRESEL ÜRÜNÜ LEBLEBİ, ÜZÜM VE BADEM’DİR”
Dernek faaliyetlerinden söz eden Yıldırım,”Biz dernek başkanı olarak o zaman Elâzığ’da ilçeler arasında ilk ve tek olan bir çalışma yaptık, “Ağınlar Gecesi”. Muhteşem katılım olmuştu. Onun haricinde Ağın’a 2-3 bin ağaçlık hatıra ormanı yaptık. Gerçi orman kuruldu fakat bakamadık. Ağın’ın yöresel ürünü leblebi, üzüm ve badem… Biz işin doğrusu hani bu 3’ü konusunda ekonomik bir şeyi olmadığı için, derneğin sadece bir tanıtım bazında çalışmalarımız oldu. Bu yöresel ürünleri, Ağın’lar Gecesi’nde paketledik, davetlilere sunduk. Şehir dışındaki misafirlerimize ve bürokratlarımıza gönderdik. Ama bu çalışmalar ekonomik gücü olmayan ilçe derneği olduğumuz için tanıtım bazında oldu.Şu anda Ağın’da leblebinin hem üretimi, hem tanıtımı, hem de satımı ile alakalı bu kooperatif kuruldu. Bunun çalışmalarını biz de bir Ağın’lı olarak destekliyoruz. Bu kooperatifin eğer daha da geliştirilebilerse Ağın’a çok çok faydası olacağını düşünüyorum, özelikle leblebi, badem, üzüm tanıtımı da çok önemli” dedi.
“ELAZIĞ’DAKİ BİNALARIN TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK ŞEKİLDE YAPILMASINI İSTERDİM”
TOKİ’nin yaptığı evlerin ufaklığından dem vuran Yıldırım, “Biraz da Elazığ’ın sorularına gelmek istiyorum biliyorsunuz deprem yaşandı çok büyük bir deprem maalesef daha sonra pandemi meydana geldi, tüm dünyayı etkiledi. Elazığ hem depremi hem de pandemiyi yaşadığı için çok büyük maddi manevi anlamda çöküntüye girdi. Ben de depremde Elâzığ’daydım. Gerçekten de bizim için korkunç bir geceydi. Allah’ım bir daha Elazığlılara kötü gün göstermesin… Tamam depremde fazla can kaybı oldu mu? Fazla can kaybı olmadı, Allah’a şükürler oldun ki…Elazığ şehir anlamında bina anlamında bitti… Belli mahallelerde Sürsürü, Karşıyaka Rüstempaşa tarihe gömüldü. Tabi biz Elazığlı olarak beklerdik ki; o binalar Elazığ’a yakışacak şekilde ve iyi bir planlama ile ve tüm Türkiye’ye örnek olacak şekilde yapılmasını isterdik. Tabi o süreçte devlet geldi, bakanlar ve milletvekilleri hepsi buradaydı milletvekilleri buradaydı. Bir sahiplenme oldu… Kendi fikrimi söylüyorum tam bir planlama yapılmadı. Alelacele, TOKİ’nin bilinen klasik binalarından yapıldı. Çoğunda küçük evler dikildi. Daireler 70 ila 90 metrekare yapıldı, üstelik balkonu da yok. Vatandaşlar binaların küçük olmasından ve şekillerinin örnek bir değil de uyduruk yapılmasından dolayı şikayetçi. Keşke bunlar daha organize bir şekilde olsaydı… Valiliğidir, belediyedir, bakanlıktır ortak bir şekilde çalışılsaydı da, vatandaş en azından şu depremi atlattı, mağdurdu, vatandaşın memnun kalacağı Allah razı olsun diyeceği şekilde bu binalar tamamlansaydı… Ben bu şekilde yapılan binaların şeklinden, şemailinden memnun değilim, vatandaş da memnun değil. Bence Türkiye’ye örnek olacak şekilde yapılmadı yani planlanmadı. Vatandaş da şikâyetçi, memnun olan vatandaş gördünüz mü hiç? Binalara taşınıp da yani yok aksama oldu, belediye mi oldu, milletvekillerinin mi eksiği oldu kusuru oldu, bakanlığın mı kusuru oldu, henüz onu bilemiyoruz. Artık onu siyasetçiler bürokratlar bilecek. Ama dediğim gibi keşke böylesi yaşanan bir acının akabinde tüm Elazığlıların kalacağı, rahatça misafirlerini ağırlayabileceği ve herkesin parmakla göstereceği binalar yapılsaydı planlansaydı da hiç kimse mağdur edilmeseydi, ama bu yapılmadı.Son 2 yıldır ülkemizde sel olsun İzmir depremi olsun birçok afeti yaşadık. Ancak Elazığ’ın dışındaki afet yaşamış şehirlere yapılabilecek her şey yapıldı. Elazığ’ın diğer illerden eksiği nedir? Anlamadım!… Vatandaş da anlamadı!… Niye afet bölgesi ilan edilmedi? Niye afet bölgesi içerisine alınmadı? Engel neydi? Süreç neydi? Milletvekilleri mi yetersizdi? Bilinmiyor!…” açıklamalarında bulundu.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)