Uncategorized

ESKİ TAS ESKİ HAMAM

Benim için hiç eksilmedi hiç de eksilmeyecek bir tutkudur bu şehrin sevdası. Üzerinden yıllar geçti,şöyle içinde dolaşıp ağız tadıyla gezmeyeli bu şehri. Sokaklarını, insanlarını, esnafını, oturup çay içtiğim o kültür..

CEBELİ YERLİKAYA
CEBELİ YERLİKAYA

Benim için hiç eksilmedi hiç de eksilmeyecek bir tutkudur bu şehrin sevdası. Üzerinden yıllar geçti,şöyle içinde dolaşıp ağız tadıyla gezmeyeli bu şehri. Sokaklarını, insanlarını, esnafını, oturup çay içtiğim o kültür sohbetleri kokan mekanları özlediğim çok oldu. Harput musikisinin yükseldiği kültür ocaklarını,yerel şiveyle konuşan o Elazığ insanını,kendine has o yöresel lezzetlerini her seferinde arar dururum şehir dışındayken. Hatta çoğu kez içindeyken bile bu şehri özlediğimi bilirim. Hal böyle iken,yıllar önce aldığım o lezzeti,o havayı alamadım bu seferki ziyaretimde. Bir iki istisna dışında,heyhat ki hiçbir esinti duymadım,bu kültür sofrasından,hiçbir lezzet almadı ruhum. Elazığ şehri halkı hep olmaması gerekeni olur kıldı yıllarca. Çok zengin bir kültür mirası üzerinde oturuyorken, hem bu zenginliğin farkına varamadı, hem de bu zenginliği yarına taşımanın çabasın da olmadı. Yenilenmeyi zihinsel,düşünsel anlamda değil de kendi kültür değerlerinden uzaklaşarak,körelerek,sindirilmiş bir şekilde, seçtikleri siyasilerin veya atanmış bürokratların ağzının içine bakarak yahut onlardan medet umarak yaşamaya çalıştılar. Oysa bu şehrin kişisel ve özel girişimcilere,aydın fikirli insanlara,Elazığ halkının dinamik kültürel ve ülkesini seven insanının çabasına da ihtiyacı var. İstemeyi bilmeyen,istediğini yaptıramayan bir şehir insan profili,Elazığın yıllardır süregelen kronik bir sorunu. Üstelik hiçbir Elazığ’lının bu durumu aşacak ne kişisel ne de şehir halinde bir umudu,bir çabası ve arzusu yok. Kime sorsan,herkesin dilinde hep bir umutsuzluk,hep bir sahipsizlik söylemi var. Özgüvenini yitirmiş,hareket kabiliyetini kaybetmiş,sindirilmiş ve umudu hep birilerine bağlı olarak yaşamayı kendine huy edinmiş bir insan profili ile dolu artık Elazığ şehri. Oysa bu şehrin yetişmiş,kendini ispatlamış ve ülkesinin geleceğinde söz sahibi olan yüzlerce akademisyeni,bürokratı,sanatçısı,edebiyatçısı ve siyasi arenada başarılı olacak değerleri var. Denenmişleri tekrar denemekle veya aynı zihniyet yapısına sahip olan beyinleri tekrar seçmekle bu şehir hiçbir zaman kazanmadı hiçbir zaman da kazanmayacak. Hep kaybeden Elazığ ve Elazığ insanı oldu. Artık bu kafa yapısından,bu talihsiz alışkanlıktan kesinlikle vazgeçilmeli. Yoksa çay ocakları, sokaklar, caddeler; işsiz, çaresiz, umudunu yitirmiş ve de tek işi dedikodu üretmek olan bir anlayıştan, bir durumdan daha da öteye gidemez. Bu şehrin artık pozitif enerjiye,bu enerjiyi Elazığ’ın her bir tarafına yayacak ve empoze edecek bir anlayışa ve insanlara ihtiyacı var. Yok eğer ben memnunum diyorsa herkes,yapacak bir şey yok. Dövünmenin de bir anlamı yok,sonradan söylenmenin de. Kısacası yıllardır gördüğüm düşünsel manzara hep bu oldu Elazığ halkında. Yani insanların düşünce tarzları eski kalıplarının dışını çıkmadı,çıkamadı. Velhasıl, “Elazığ Eski Tas,Eski Hamam”. Müreffeh ve aydınlık yarınlara.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL