SICAK BİR YUVAYI ÇOK GÖRMEYELİM!…

Değerli Hemşehrilerim ve Okurlarım,
Bu hafta da sizlerle olmanın mutluluğu içerisindeyim. Bu gün 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Evvela bu bayramı zaferiyle taçlandırıp bizlere hediye eden, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyorum. Kahramanlarımızın nezdinde, bu güne kadar, vatanımız için canını feda etmiş tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’ tan rahmet diliyorum. Mekanları Cennet olsun inşallah.
Değerli hemşehrilerim,
Gün geçmiyor ki şehrimizde sürprizlerle karşılaşmayalım. Her zaman belirttiğim gibi!… Şehrimizde 24 Ocak 2020’de 6.8 şiddetinde asrımızın en acı deprem felaketini yaşadık. 37 hemşehrimizi kaybettik. Ölenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Aradan iki yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, halen daha depremzedeler konteynerlerde veya hasarlı binalarda yaşıyorlar.
Normal yaşamı olan bizler, inanınki o şartlarda on gün yaşamaya tahammül edemeyiz.
Ama mağdur olmuş vatandaşlar çoluk çocuklarıyla birlikte zorunlu,mecburi ve çaresizlik içerisinde yaşam mücadelesi vermektedirler.
Yeri geldiğinde gururla büyük ülke olduğumuzu her defasında vurguluyoruz.
Ben bu mağdur olmuş insanları gördükçe içim acıyor. TOKİ o kadar inşaatlar yapıyor, fakat hala daha konteynerlerde kalanları gördükçe, üzülmemek elde değil diye düşünüyorum.
Kış mevsimi yaklaşmasına rağmen, bu mağdur olmuş vatandaşlarımız bir an evvel sıcak konutlarına kavuşmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde depremzedelere verilecek evlerin kura çekimleri vardı. Ancak anlam veremediğim konu, kuralarla evleri belirlenenlere, evlerine taşınma izni verilmedi.
Benim garibime giden bu. Diyecekler ki; “Henüz tamamlanmamış” Allah aşkına böyle saçmalık olur mu? Benim yetkililerden isteğim; bu mağdurların sorunlarını bir an evvel giderilip, çözüme ulaşmasıdır.
Yaklaşan kış aylarında rahat ve huzurla yuvalarına kavuşmalarını önemle rica ediyorum, sıcak bir yuvayı çok görmeyelim!…
Yetkililerden diğer bir isteğim ise, şehrimizde depremden sonra hasar görmüş ve kısmen yıkılmış binaların bir an evvel kaldırılması, yerine daha modern binaların inşa edilmesidir.
Ben ULUSLARARASI GAZETECİLER CEMİYETİ Elazığ İl Temsilcisi olarak, şehrimizin dışından gelen misafirlerimize şehrimizi gezdirdiğimde bu köhne görüntüden ötürü çok üzülüyorum.
Yalnız bizim misafirlerimiz için değil, gelen turistlere ve diğer misafirlere karşı da rencide oluruz.
Mağdur olmuş vatandaşların ve şehrimizin sorunlarını dile getirdiğimde bazı şahıslar birilerinin avukatlığına soyunmuş gibi, bizlere sözüm ona tepki gösteriyorlar.
Ben kendime ve çevreme menfaat gözetmeksizin mağdur olmuş hemşehrilerimin haklarını ve şehrimizin sorunlarını dile getiriyorum, savunuyorum ve savunmaya da devam edeceğim.
Eğer yanlışım varsa, sonuna kadar eleştiriye açığım. Bazılarının haksız eleştirmesini ise tınnnnnn… deyip geçiyorum. Değerli Hemşehrilerim ve Okurlarım,
Şehrimizin duayen gazetecilerinden, saygıdeğer Bülent Bezmiş abim uzun süredir sıkıntılı bir hastalıkla mücadele ediyordu.
Bu hastalığının ağırlaşmasından dolayı tedavi altına alınmıştır. Kendisine Rabbim’den acil şifalar dilerim. Tez zamanda aramızda olmasını canı gönülden temenni ederim.
Haftaya görüşmek dileğiyle,

Kalın Sağlıcakla…