Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Erhun Karakuş geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından yapmış olduğu zorunlu PCR testi hakkında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada sinema,..
Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Erhun Karakuş geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından yapmış olduğu zorunlu PCR testi hakkında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada sinema, konser, tiyatro gibi faaliyetlerden önce, şehirlerarası seyahatlerde kullanılan otobüs, tren, uçak gibi araçları kullanmadan önce PCR testinin zorunlu olduğunu söylemişti. Eğitim öğretimin başlamasına sayılı günler kala yüz yüze eğitime başlayacak öğrenci ve öğretmenler için ise aşı olmamış öğretmen ve öğrencilerin haftada iki kez PCR testi yaptırmasının zorunlu olduğunu açıklamıştı.
Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Erhun Karakuş PCR testi zorunluluğuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Erhun Karakuş ‘’Bilindiği üzere aşılama ile ilgili olarak sayın Cumhurbaşkanı zorunlu aşıya karşı olduğunu dile getirmiş, sayın cumhurbaşkanının bu görüşü bizce de olumlu karşılanmıştır. Zorunlu aşılamayı ajandasından çıkarmak zorunda kalan sözüm ona bilim kurulu bu kez de, aşı olmayanlara yönelik haftada iki kez PCR testi yaptırmak zorunluluğu getirmiştir. Bu adeta zorunlu aşıyı dolaylı yollardan zorunlu hale getirme çabasıdır. Bu çaba ile ilgili olarak içişleri bakanlığının illere göndermiş olduğu genelge ile hukuka aykırı bir şekilde gayri hukuksal bir zemin hazırlamıştır. Biz Yeniden Refah Partisi olarak Anayasal düzene aykırı gayri hukuki bu genelgenin derhal geri çekilmesini ve iptalini talep ediyoruz. Biz Yeniden Refah Partisi olarak, başından beridir bu sürece temkinli ve şüpheli yaklaşmaktayız. Küresel güçler ve sermayenin insanlığı adeta denek olarak görmesi, henüz daha Faz-3 denemeleri tamamlanmamış “Aşı adayı sıvıları” insanlara enjekte edilmesi, iki doz Sinovac aşısı vuranlara iki doz daha bionteck aşısının tanımlanması gibi hususlar bu şüphelerimizi daha da arttırmıştır. Bugün FAZ-3 denemelerinden onay almamış bir sıvının aşı olmadığını, aşı adayı sıvı olduğunu biz değil bilim insanları söylemektedir. Yine yapılan aşılamanın fayda sağlamadığı, bulaş riskini azaltmadığı, vaka sayılarını düşürmediği rakamlar incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak ifade etmek gerekir ise; *Cebelitarık 35 bin nüfuslu ve iki ay önce nüfusunun tamamını aşılamış dünyada tek ülke ve şuan ki labaratuvar sonuçlarına göre vaka sayısı %2.500 civarında artmıştır. *İngiltere yetişkin nüfusun neredeyse tamamını aşılamışken vaka sayıları 50 bini aşmış durumda ve tekrar kapanmayı düşünüyor. *Geçtiğimiz yıl yaz aylarında dünya genelinde aşı yokken günlük vaka sayısı 150 bin, bu yıl yaz ayında en az 3 milyar insanın 1 doz aşılandığı bir dünyada günlük vaka sayısı 550 bini aşmış durumda. Bütün bu istatistikler aşılamanın vakayı önlemediğini gösteriyor. Aşıyı zorunlu hale getirmek isteyenler ve özellikle Bilim Kurulunun bu rakamları açıklaması gerekiyor. Dolayısıyla İnsanımızı, faz aşamaları tamamlanmamış, resmi ruhsatı olmayan, üreteci firmanın ve Sağlık Bakanlığı’nın aşı sonrası hiçbir sorumluluk almadığı, yan etkilerden dolayı zarar görenlerin gizlendiği, onam formunda “kendi tercihim ile aşı oldum” diye imza artırılması ve bilimsel anlamda aşı bile sayılamayacak birtakım sıvıları enjekte ettirme mecburiyetinde bırakarak dolaylı yoldan halkı aşı olmaya zorlayıcı bu gibi dayatmalar asla kabul edilemez. Biz bu noktada aşısını olmak isteyen vatandaşlarımızın kendi hür iradeleri doğrultusunda aşı olmaları hususuna herhangi bir itirazımız bulunmamaktadır. Aşı olmak isteyen vatandaşlarımızın özgür iradesi ne kadar önemli ise aşı olmak istemeyen, aşı olmadığı için PCR testine mahkûm edilecek olan vatandaşımızın iradesi de bir o kadar önemlidir. Bugün ülkemizde yaklaşık yirmi milyon vatandaşımız işçisi, memuru, öğretmeni, iş adamı, ev hanımı ile aşıya karşıdır, aşıya karşı olduğu gibi dolaylı yoldan PCR testi aracılığı ile yapılan dayatmalara karşıdır. Bu zorunlu PCR testi uygulaması Anayasanın 17.maddesine aykırıdır. Kanunlar sıralaması olan normlar hiyerarşisinde yeri dahi bulunmayan bir genelge ile Anayasaya aykırı bir yaptırım getirilemez. Bu bağlamda bakanlıkça gönderilen genelgenin derhal geri çekilmesini ülkemizde yaşayan her bir dört vatandaşımızdan biri adına talep ediyor, yapılan uygulamanın açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek yanlıştan bir an evvel dönülmesini arzu ediyoruz. ‘’ ifadelerini kullandı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)