Değerli hemşehrilerim ve okurlarım. Bu hafta da sizlerle olmanın mutluluğu içerisindeyim. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlayarak, hayırlı ve mutlu bir hafta geçirmenizi Rabbim’den dilerim. Ama maalesef yine huzurumuz kaçtı. Bildiğiniz..
Değerli hemşehrilerim ve okurlarım. Bu hafta da sizlerle olmanın mutluluğu içerisindeyim. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlayarak, hayırlı ve mutlu bir hafta geçirmenizi Rabbim’den dilerim. Ama maalesef yine huzurumuz kaçtı. Bildiğiniz gibi, kaç günden beri yurdumuzun 98 yerinde yangın felaketleri var. Tüm ülke olarak dehşetle izliyoruz. Yangın söndürme ekiplerimiz canla başla çalışıyorlar. Ama gerek rüzgar gerekse kozalakların yangının şiddetlenmesinde en büyük faktörler olarak karşımıza çıkıyor. Böyle şiddetli yangında, söndürme çalışmalarında maalesef yangın söndürme ekibinden ve orada yaşayan vatandaşlarımızdan ölenler ve yaralananlar var. Binlerce hektar ormanlar kül oldu, evler, ahırlar yandı. Köylülerin ve orada yaşayanların hayalleri yandı. Yüzlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar telef oldu. Hele hele börtü böceğin yanı sıra, ormanlarda yaşayan hayvanlar da telef oldular. İzledikçe içimiz ezildi. Ölenlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Mağdur olan vatandaşlarımızın da tez zamanda yaralarının sarılmasını temenni ediyorum. Değerli hemşehrilerim, zaten ülkemiz depremlerle, pandemiyle ve sellerle sıkıntılı günler geçirdi. Halen daha bu sıkıntılar devam etmektedir. Bu yangınlar ise tuzu biberi oldu. Türkiye genelinde aynı anda 98 ayrı noktada yangınlar çıktı. Bu hayra alamet değil. Diyelim ki 3’ü veya 5’i insan hatasından, ihmalinden çıktı. Diğerleri de insan hatasından ya da sıcaklardan çıktı. Hayır sabotaj olduğu açık açık ortada. Burada ülkemi yönetenlerden özellikle, ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bir an evvel açığa çıkmasını, faillerin bulunmasını istiyorum. Yalnız ben değil, bütün Türk milleti istiyor. Biz yeri geldiğinde büyük ülke olmakla övünüyoruz! Bizim MİT’imiz, jandarmamız, polisimiz ve askerimiz var. Huzurumuzu bozan her kim olursa olsun yakalanıp, adalete teslim edilip, hesabını vermesi sağlanmalıdır. Yoksa yolgeçen hanı gibi, ne olduğu belli olmayanlardan hem ülkemizden menfaatlenip hem de her kafası esen memleketi tahribata uğratırlarsa, ne huzurumuz kalır ne de güvenliğimiz. Değerli hemşehrilerim, aynı acıyı Elazığ olarak biz de yaşamıştık. Hatırlarsanız, 31 Temmuz 2015 yılında cuma günü, tam cuma namazı saatlerinde Elazığ’da da hatırladığım kadarıyla aynı anda ayrı ayrı 15 veya daha fazla yerlerde yangın çıkmıştı. İtfaiyenin ve emniyetin kaydında vardır. Tabii ki o zaman da amaç, Elazığ’ın huzurunu bozmaktı! İtfaiye yangınları söndürmeye yetişememişti! Polis Toma’ları ve su tankerleri söndürme çalışmalarına katılmıştı. Elazığ ateş topuna dönmüştü. Allah bir daha göstermesin. Bu yangınlarda epeyce vatandaşımız mağduriyet yaşadı! Elazığ’da mağduriyeti yaşayanlardan biri de bendim. Nasıl olduğunu anlatayım! Sürsürü Mahallesi’nde 2 adet her biri 50 adet büyükbaş hayvan alan ahırımız yandı, arazinin etrafındaki çitler yandı, onlarca meyve ağacımız yandı. Ahırda bana ait olmayan ve o zaman Kurban Bayramı’na hazırlayan bir vatandaşın 24 adet tosun diye tabir ettiğimiz büyükbaş hayvanlar canlı canlı yanmışlardı. Yalnız o yangında hayvan sahibine tanesini 2000 TL olarak, toplamda 48 000 TL ödenmişti. Bunun yanında yemler ve samanlar da yanmıştı. Elazığ’da 15 yerde çıkan yangında, dönemin Elazığ valisi şimdiki Trabzon Belediye başkanı olan Murat Zorluoğlu ve dönemin Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz’la beraber yaptıkları basın açıklamalarında mağduriyetler giderilecek dendi! Fakat ben kuruş alamadım. Buradaki yangınların çıkış amaçları bilinmesine rağmen, uzunca bir mahkeme serüveni yaşadım, İl Özel İdare de formalite bir toplantıdan sonra, maalesef yaralarımı saramadan beni mağdur bıraktı. Bunların hepsinin kaydı mevcut. Basın açıklamalarını da ibraz edebilirim. Burada demek istediğim şu. Sn Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması aynen şöyle! Diyor ki, bu yangınlardaki oluşan zarar ziyan mağduriyetler giderilecek. Ben de kendime soruyorum. Elazığ dışında her yer afet bölgesi ilan ediliyor, mağduriyetler gideriliyor! Maalesef asrın 6.8 şiddetinde deprem ve ardından pandemi yaşayan Elazığ’a afet bölgesi ilan edilmemesi beni üzüyor. Haklı olarak afet bölgesi olması için dile getiren gazetecileri ise, Ak Parti Elazığ İl Başkan Yardımcısı Kemal Tan da bunu söyleyen gazetecilerin Elazığ’dan gitmelerini söylemişti. Ne yapalım hemşehrilerim, demek ki Elazığlı olarak kaderimiz buymuş! Tekrar yangınlarda ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Çok geçmiş olsun. Allah bir daha bu gibi felaketleri göstermesin. Rabbim ülkemize zeval vermesin. Kötülerin ve memleketimize ihanet edenleri kahru perişan etsin inşallah. Değerli hemşehrilerim ve okurlarım. Önümüzdeki hafta görüşmek dileğiyle.
Kalın Sağlıcakla…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)