Geçtiğimiz hafta Elazığ’da turizmin ne kadar atıl bir durumda olduğundan bahsetmiştim. Bu hafta da bu konuyu detaylı bir şekilde işlemeye karar verdim. Çünkü bu konu 3-5 satır yazı yazılıp da..
Geçtiğimiz hafta Elazığ’da turizmin ne kadar atıl bir durumda olduğundan bahsetmiştim. Bu hafta da bu konuyu detaylı bir şekilde işlemeye karar verdim. Çünkü bu konu 3-5 satır yazı yazılıp da kenara atılacak bir konu değil. Bu yüzden ben de üzerinde duracağım.
Elazığ’da ne yazık ki çoğunlukla işler istediğimiz gibi gitmiyor. Artık huyundan mıdır suyundan mıdır bilemedim. Turizmin önemini her yıl defalarca dile getiriyoruz. Ancak dönüp baktığımızda, sözlerden daha fazlasını göremiyoruz.
Yıllardan beri medeniyet beşiği Harput, doğal güzelliğiyle Hazar Gölü, kış sporları yapılabilecek düzeyde bulunan Hazarbaba Dağı, yine mükemmel bir doğal hazine olan Golan Kaplıcaları, son zamanlarda önceki valimiz Çetin Oktay Kaldırım’ın da destek verdiği ve ortaya çıkartılan Kanyonlar ve daha birçok turistik yerlere yatırım yapılması gerektiğini ancak ne hikmetse buralara doğru düzgün bir yatırım yapılmadığını görüyoruz. Durum böyle olunca da sürekli yerli turistleri görüyoruz. Yani kendimiz çalıp, kendimiz oynuyoruz. Bu yüzden de Elazığ’a turizm anlamında herhangi bir katkı sağlayamıyoruz.
Hepimizin bildiği gibi deprem ve ardından pandemi yaşayan bu şehrin, daha çok geliştirilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor. Bugüne kadar ne yazık ki şehrin köhne kalmış görüntüsünü değiştiremedik. Bu konuda yöneticilerimiz sınıfta kaldı. Bari turizmde yüzümüz gülsün dedik ama o da başka bir bahara kaldı. Zaten bu halk, yöneticilerin beceriksiz ve iş yapamaz olmasına alıştı. Ama hep bir umut bekledi ve beklemeye de devam edecek gibi görünüyor. Çünkü bu şehri kalkındırıp, geliştirecek güce sahip olanlar onlar, bizler değiliz. Bizim sadece sosyal medya hesaplarımızdan yaşadığımız şehri tanıtmak dışında elimizden başka bir şey gelmiyor. Her ne kadar bu konuda başarılı olamasak da, en azından bir şeyler ortaya koyduğumuzu gösteriyoruz. Bu arada sosyal medyadan bahsetmişken, Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün sosyal medyada paylaştığı kısa tanıtım videolarını söylemeden geçemeyeceğim. Yaklaşık 7 ay önce Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ’ı gazetemizin İmtiyaz Sahibi Sayın Recai Güçlü ile birlikte ziyaret ettik. Ziyaretimizde, Elazığ’ın tanıtım anlamında çok geri kaldığını ve geliştirilmesi gerektiğini söyledik. Müdür de bize katılarak, bunun için çalışma yaptıklarını ve sosyal medyadan, televizyonlardan her bölgeden ayrı ayrı çekilen kısa tanıtım videolarını yayınlayacaklarını söyledi. Ancak geldiğimiz noktada, o videolara pek bir yerde rastlayamadım. O videolar yayınlanmış olsalar bile Elazığ’ın geneline baktığımızda hiçbir işe yaramadığını görüyoruz. Zaten Sayın Müdür, bütçe ayrılmadığını ve kendi kısıtlı imkanlarla pek fazla bir şey yapamadıklarını da söylemişti. O yüzden Sayın Müdür Ahmet Demirdağ için pek bir şey söyleyemeyeceğim. Burada asıl suçlanması gereken, böylesine çöküşte olan bir şehre destek vermeyenlerdir.
Elazığ’ın tanıtım ve turistik yerler bakımından ne kadar geri kaldığını söyledim. Şimdi sıra, bu sorunları nasıl çözeceğimize geldi. Hepimizin bu konuda üstüne düşen görevleri var.
Öncelikle, hepimiz sosyal medya hesaplarımızdan (instagram, youtube vs.) şehrimize ait videolar ve fotoğraflar çekeceğiz. Biz ise, Elazığ’ın yerel gazetesi olarak bu şehrin tanıtımı için çalışmalar yapacağız.
Geçenlerde gazetemizin İmtiyaz Sahibi olan Sayın Recai Güçlü’ye Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti Elazığ İl Temsilciliği görevi verildi. Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti, Avrupa Birliği destekli Dünya’nın birçok ülkesinde ve Türkiye’de şubelerinin olduğu bir cemiyettir.
Bu cemiyetin amacı, tüm dünyada bulunan basın mensuplarının bir araya gelmesi ve bu vesileyle ülkelerin, şehirlerin tanıtımının yapılmasıdır.
Bu nedenle böyle bir cemiyetin Elazığ’da temsilciliğinin olması, bu şehir için büyük bir şanstır. Biz de bunun bilincinde olduğumuzdan dolayı hiç kimsenin yapmadığı çalışmaları yapmayı hedefliyoruz.
Bununla ilgili önümüzdeki süreçte daha detaylı bilgilerle karşınızda olacağım. Ancak şunu bilmenizi istiyorum, yapacağımız çalışmalarla ilin yöneticilerinin ne kadar pasif olduğunu bir kere daha anlayacaksınız.
Bu sefer bir başka bahara kalmayacak, baharlar bizim olacak!
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)