Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Tüm kurumlarımızla belediyelerimizle doğa severlerimizle sporcularımız, sanatçılarımız, tüm vatandaşlarımızla birlikte, bir seferberlik anlayışıyla Türkiye’nin en büyük deniz temizliğini yapacağız.” dedi. ODTÜ araştırma..
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Tüm kurumlarımızla belediyelerimizle doğa severlerimizle sporcularımız, sanatçılarımız, tüm vatandaşlarımızla birlikte, bir seferberlik anlayışıyla Türkiye’nin en büyük deniz temizliğini yapacağız.” dedi.
ODTÜ araştırma gemisi Bilim-2’deki “müsilajla mücadele” çalışmalarını inceleyen Bakan Kurum, daha sonra Marmara Belediyeler Birliğince Kocaeli’de düzenlenen Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Toplantısı’na katıldı.
Toplantıya katılan, Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerin büyükşehir ve belediye başkanları, valileri, vali vekilleri ile bazı milletvekilleri fikirlerini ve önerilerini anlattı.
Bakan Kurum, basına kapalı yapılan toplantının ardından müsilajla mücadele kapsamında “Marmara Denizi Eylem Planı’nı” kamuoyuyla paylaştı.
Bakan Kurum, Marmara Denizi’ni tehdit eden müsilaj sorununun çözümü için katkı sağlayan hocalara, belediye başkanlarına, bakanlık ve STK temsilcilerine, ortaya koydukları yüksek gayretten dolayı teşekkür etti.
Eylem planının, başta Marmara Denizi’nin korunmasına, her türlü kirlilikten ve bilhassa deniz salyası sorunundan kurtulmasına ve Marmara’ya kıyısı olan tüm şehirlerin geleceğine katkı vermesini dileyen Kurum, ortak akılla, samimiyetle, gayretle, birlik ve beraberlik içerisinde hazırladıkları Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nı istişare ettiklerini ve son halini verdiklerini bildirdi.
Ortak bir iradeyle İstanbul Boğazı’nı, Marmara Denizi’ni kirliliğe, kaderine terk etmeyeceklerini ifade eden Kurum, “El birliğiyle, iş birliğiyle gözbebeğimiz Marmara’yı kurtaracağız, dedik. Bugün şehirlerimizi, insanımızı etkileyen üç önemli meselemiz var. Bunlar; salgın, deprem ve iklim değişikliği. 2020 yılı bu üç meselenin neden olduğu sonuçlarla mücadele içinde geçti. Bugün konuştuğumuz müsilaj probleminin ana nedeni olan iklim değişikliğiyle mücadelenin yolu ve çözümü; çevre yatırımlarından, yeşil yatırımlardan geçmektedir. Bugün Bakanlık olarak; yerel yönetimlerimizle birlikte binlerce çevre projesi yürütüyoruz.” diye konuştu.
“MARMARA DENİZİ’Nİ TERTEMİZ HALE GETİRMEK HEPİMİZİN ÜZERİNE VAZİFEDİR”
Bakan Kurum, İstanbul’da, sanayinin, ekonominin lokomotif şehirlerinden Kocaeli’de ve tüm kıyı şehirlerde, son derece yaygın bir kirlilik yaşandığını, dünyanın farklı noktalarında çeşitli sebeplerle zaman zaman ortaya çıkan müsilajla karşı karşıya kalındığını belirterek, şöyle devam etti:
“Çözüm noktamız çok net; hakikaten hepimizin, 84 milyonun ve Marmara Bölgesi’nde yaşayan 25 milyon vatandaşımızın içini sızlatan o görüntüleri yok etmek, hedefimiz budur. Marmara Denizi’mizi bir seferberlik anlayışıyla tertemiz hale getirmek ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin üzerinde bir vazifedir, bir borçtur. Bu anlamda; el birliği yapmak, güç birliği yapmak zorundayız ve bir an evvel karasal, tarımsal ve gemi kaynaklı ne kadar farklı kirlilik türü varsa ne kadar sebep varsa hepsini ortadan kaldırmaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, müsilaj sorununu ilk andan itibaren titizlikle takip ettik, ediyoruz. 300 kişilik ekibimizle Marmara Denizi’nde 91 noktada, karada da tüm atıksu arıtma ve katı atık tesislerinde, kirlilik kaynaklarında denetimlerimizi yaptık.”
Bakan Kurum, aldıkları örnekleri Çevre Laboratuvarında incelediklerini, ODTÜ Bilim gemisiyle suyun altında ve üstünde 100 farklı noktadan numuneler aldıklarını, 700’ü aşkın bilim insanı, kurum temsilcisi, STK ve belediye yetkilisinin katıldığı son yılların en geniş katılımlı çalıştayını yaptıklarını aktardı.
Bu süreci, şeffaf ve katılımcı anlayışla konunun tüm taraflarıyla istişare ederek yürüttüklerini belirten Kurum, şunları belirtti:
“Bu toplantıda çalıştayın sonuçlarını ele aldık. Yine katılımcılarımızın müsilaj sorunu kapsamında sundukları yeni çözüm ve önerileri dinledik. Yapılan bu istişarelerin, toplantıların sonunda, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’mızı hazırladık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları, tecrübeleriyle son halini verdiğimiz Eylem Planımız; işte bu kararlı adımları, kısa, orta ve uzun vadeli bütün planlarımızı içermektedir.”
MARMARA DENİZİ KORUMA EYLEM PLANI
Kurum, konuşmasının ardından 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştı.
“Marmara Bölgesi’nde kirliliğin azaltılması ve izleme çalışmalarının yürütülmesi amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ilgili kurum ve kuruluşların, üniversitelerin, sanayi odalarımızın ve STK’larımızın da içinde olduğu bir Koordinasyon Kurulu oluşturacağız. Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde ise Bilim ve Teknik Kurulu oluşturulacak. Koordinasyon Kurulumuzu önümüzdeki hafta itibarıyla oluşturuyoruz.” diyen Kurum, Kurulun haftalık ve aylık toplantılarla tüm çalışmaları ortak bir akılla ele alacağını ve bu kurul sayesinde katılımcı bir süreci koordine edeceklerini kaydetti.
Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı’nın 3 ay içerisinde hazırlanacağını ve çalışmaların bu plan çerçevesinde yürütüleceğini aktaran Kurum, “Marmara Denizi’nin tamamını koruma alanı olarak belirleme çalışmaları başlatacağız, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına bu çalışmayı sunacağız ve kendisinin tensipleriyle onaylarıyla inşallah 2021 yılı sonunda 11 bin 350 kilometrekarelik yüzey alanına sahip olan Marmara Denizi’ni koruma altına almış olacağız. Bu çalışmalarımızla Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğini de koruma altına almış olacağız. Acil müdahale kapsamında 8 Haziran 2021 tarihinden itibaren 7/24 esasıyla Marmara Denizi’ndeki müsilajın bilimsel temelli yöntemlerle tamamen temizlenmesine yönelik çalışmalar başlatılacak. Halihazırda; Marmara Denizi’nin hemen hemen her noktasında deniz yüzeyi temizleme araçlarımızla teknelerimizle temizlik çalışmalarını, bir seferberlik anlayışıyla başlattık. 8 Haziran Salı günü de tüm kurumlarımızla belediyelerimizle doğa severlerimizle sporcularımız, sanatçılarımız, tüm vatandaşlarımızla birlikte, bir seferberlik anlayışıyla Türkiye’nin en büyük deniz temizliğini yapacağız.”
Bakan Kurum, bölgede bulunan mevcut atıksu arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştürüleceğini belirterek, atıksuların ileri biyolojik arıtım yapılmaksızın Marmara Denizi’ne deşarjını engelleyici hedefler doğrultusunda çalışmalar yürütüleceğini kaydetti.
Marmara Bölgesi’ndeki atıksuların yüzde 53’ünün ön arıtım, yüzde 42’sinin ileri biyolojik arıtım ve yüzde 5’inin biyolojik olarak arıtıldığına dikkati çeken Kurum, “Tüm bu arıtma tesislerimizi, yapacağımız teknolojik dönüşümle ileri biyolojik arıtma ve membran arıtma sistemlerine dönüştüreceğiz. Bilim insanlarımıza göre azot miktarını yüzde 40 oranında düşürürsek bu işi kökten çözeriz. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde Marmara Bölgesi’nde bulunan tüm illerimiz, atıksu arıtma tesislerini dönüştürmeye yönelik çalışmalarını tamamlayacaklar. Biz de Bakanlık olarak yerel yönetimlerimize gerek teknik olsun gerek finansal olsun her konuda destek olacağız. Bu sayede, Marmara Denizi’nde müsilaja ve diğer kirlilik türlerine neden olan azot ve fosfor girişini minimum seviyeye indirip kontrol altına alacağız. Böylece Marmara Denizi’nin su kalitesinde iyileşmeyi hızlandıracağız.” ifadelerini kullandı.
Marmara Denizi’ne deşarj yapan atıksu arıtma tesislerinin deşarj standartlarının 3 ay içerisinde güncellenerek hayata geçirileceğini aktaran Kurum, “İlgili mevzuata yeni düzenlemeler getireceğiz. Deşarj standartlarını, Marmara Denizi’nin hassas yapısını dikkate alarak yapacağımız bu düzenlemeyi uygulamaya alacağız.” dedi.
Kurum, arıtılmış atık suların mümkün olan her yerde yeniden kullanımının artırılacağını ve destekleneceğini, temiz üretim teknikleri uygulanacağını bildirdi.
Sadece ülke değil, bütün dünyada su kaynaklarının iklim değişikliğinden önemli oranda etkilendiğini aktaran Kurum, bu nedenle arıtılan suların geri kazanımının büyük önem arz ettiğini vurguladı.
Bakan Kurum, bu kapsamda, ülkede halihazırda yüzde 3,2 olan arıtılarak yeniden kullanılan atık su oranını 2023 yılında yüzde 5’e, 2030 yılında ise yüzde 15’e çıkarma hedefinde olduklarını söyledi.
“MARMARA DENİZİ’NE GEMİLERİN ATIK SULARININ BOŞALTILMASI ÖNLENECEK”
Marmara’ya deşarj yapan arıtma tesislerinde de döngüsel ekonomi ilkelerine uyulacağını, suyun yeniden kullanımının destekleneceğini belirten Kurum, “Suyumuzu ne kadar geri kazanırsak, Marmara’ya o kadar az su deşarj etmiş oluruz. Bu manada tüm tesislerimiz de gerekli sistemleri kuracak. Finansal desteklerle tesis dönüşümünü hızlandıracağız. Atık su oluşumunun azaltılması için gerekli tüm temiz üretim teknik ve teknolojilerini hızlıca hayata geçireceğiz.” ifadesini kullandı.
“Atık su arıtma tesislerini gerektiği gibi işletmeyen OSB’lerin rehabilitasyon ve iyileştirme çalışmalarıyla ileri arıtma teknolojilerine geçişi hızlandırılacak.” diyen Kurum, arıtma tesislerini nasıl yapacaklarına dair standartları, yine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte tüm OSB’lere vereceklerini kaydetti.
OSB’lere verdikleri tarih içerisinde tesisleşmesini gerçekleştirmedikleri takdirde, her türlü cezai işlemi ve hatta kapatma cezasını tavizsiz bir şekilde uygulayacaklarını dile getiren Bakan Kurum, şöyle konuştu:
“Atık su arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesini çok daha kolay hale getirmek için TBMM’de, milletvekillerimizle birlikte kamu-özel sektör iş birliği modelleri hayata geçireceğiz. Bu konuda kanuni düzenlemelere giderek, atık su arıtma tesislerinin yapım ve işletmelerine Bakanlık olarak verdiğimiz destekleri artıracak adımları atacağız. Marmara Denizi’ne gemilerin atık sularının boşaltılmasının önlenmesine yönelik üç ay içerisinde düzenleme yapılacak. Şu anda da arıtmadan da denize bırakamıyorlar ama arıtma tesislerinin kalitesinin ve cinsinin de incelendiği bir süreçte bu düzenlemeyle birlikte Marmara Denizi’ne giriş yapan gemilerin atıklarının Boğaz girişlerinde atık alma gemilerine veya atık kabul tesislerine vermelerini sağlayacağız. Bu kapsamda yerel yönetimlerimizle birlikte gemilerin takibini sıkı bir şekilde yapacağız. Denetimlerimizi artıracağız.”
“MARMARA DENİZİ’NİN DİJİTAL İKİZİNİ OLUŞTURACAĞIZ”
Bakan Kurum, tersanelerde temiz üretim tekniklerini yaygınlaştıracaklarını vurgulayarak, tersanelerin deniz ile doğrudan temasta olan gemi inşa ve bakım merkezleri olduğunu ve bu noktalarda daha çevreci teknikler kullanılarak olası deniz kirliliklerinin önüne geçeceklerini bildirdi.
Eylem planında yer alan maddelerle ilgili detaylı bilgi veren Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalar çerçevesinde, alıcı ortama deşarj yapan atık su arıtma tesislerinin tamamı 7/24 online izlenecek. Marmara Denizi’ndeki 91 izleme noktası 150’ye çıkarılacak. Türkiye Çevre Ajansı eliyle Marmara Denizi ile ilişkili tüm havzalardaki denetimler, uzaktan algılama, uydu ve erken uyarı sistemleri, insansız hava araçları ve radar sistemleri kullanılarak artırılacak. Tıpkı Kentsel Dönüşüm projelerimizde yaptığımız gibi, 3 boyutlu modellemeyle meteorolojiden kirlilik yüklerine kadar çok sayıda veriyi içeren Marmara Denizi’nin dijital ikizini oluşturacağız. Marmara’nın tüm kirlilik kaynak ve yoğunluklarını detayları göreceğiz. Bu bölgelerdeki değişimleri anlık olarak takip edeceğiz. Nerede bir kirlilik söz konusuysa da anlık müdahale edeceğiz. Sadece bugün değil, ileride Marmara Denizi’nde yaşanabilecek muhtemel olumsuz senaryonlar durumunda, erken müdahale imkanına kavuşmuş olacağız.”
“1 YIL İÇİNDE MARMARA BÖLGESİ’NİN TÜM İLLERİNDE, İLÇELERİNDE SIFIR ATIK UYGULAMASINA GEÇECEĞİZ”
Bakan Kurum, Marmara Denizi kıyılarını kapsayacak şekilde Bölgesel Atık Yönetimi Eylem Planı ve Deniz Çöpleri Eylem Planı’nın üç ay içerisinde hazırlanarak uygulamaya konulacağını belirtti.
Denizlerde oluşan plastik gibi katı atıkların, deniz çöplerinin yüzde 90’ının karasal kaynaklı olduğuna işaret eden Kurum, “Yani evlerimizde, sanayimizde üretilmektedir. Biz karada etkin olarak atıkları topladığımızda zaten denize girişleri önlenmiş olacak. Bu manada, 1 yıl içinde Marmara Bölgesi’nin tüm illerinde, ilçelerinde Sıfır Atık Uygulamasına geçeceğiz ve atıklarımızı bu manada karada toplayarak, ayrıştıracağız, ekonomimize de istihdamımızı da katkı sağlamış olacağız. İyi tarım ve organik tarım uygulamaları ile basınçlı ve damlama sulama sistemleri yaygınlaştırılacağız. Böylelikle sulamada kullanılan su miktarını azaltacağız, dereler vasıtasıyla kirliliklerin Marmara Denizi’ne ulaşmasını engellemiş olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
“ORGANİK TEMİZLİK ÜRÜNLERİNİ TESPİT EDİP KULLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Marmara Denizi’yle ilişkili havzalarda, dere yataklarında yapay sulak alanlar ve tampon bölgeler oluşturarak kirliliğin denize ulaşmasının önleneceğini belirten Bakan Kurum, “Zeytin karasuyu ve peynir altı suyu kaynaklı kirliliğin önlenmesi de önemli. Bunun için atık su azaltımını gerçekleştirecek teknolojik dönüşümler yapılmasını zorunlu hale getireceğiz.” Dedi.
Bakan Kurum, fosfor ve yüzey aktif madde içeren temizlik malzemelerinin kullanımının aşamalı olarak azaltılacağını, organik temizlik ürünlerinin teşvik edileceğini dile getirerek, “Tıpkı Sıfır Atık Projesi’nde olduğu gibi, uygulamaya belediyelerimiz ve kurumlarımızdan başlayarak; kentsel temizlik ve benzeri işlemlerde hem insanımızın sağlığına zarar veren hem de Marmara Denizi’ne akan tüm zararlı maddelerin kullanımını aşamalı olarak azaltıyoruz. Önce kurumlarımızda organik temizlik ürünlerini tespit edip kullanmaya başlayacağız. Bakanlık olarak, gerekli finansal desteği sağlayacağız.” ifadesini kullandı.
“MARMARA DENİZİ’NDEKİ TÜM HAYALET AĞLAR TEMİZLENECEK”
“Marmara Denizi’mizdeki tüm hayalet ağlar, Tarım ve Orman Bakanlığımızca 1 yıl içerisinde temizlenecek.” diyen Kurum, balıkçılık faaliyetlerinin ekosistem temelli yapılmasının sağlanacağını, koruma alanlarının geliştirileceğini, bilim insanları ve koordinasyon kurulunun alacağı kararlarla takvim ve cezai uygulamaları kısa süre içerisinde belirleyeceklerini kaydetti.
Bakan Kurum, “Müsilaj nedeniyle zarar gören balıkçılarımıza da Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli ekonomik desteği sağlayacak.” dedi.
Deniz kirliliğinin önlenmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla yalan yanlış bilgilerden değil tamamen bilimsel, bilim insanlarının yapılan deney ve tespitler sonucunda vatandaşları bilgilendireceği, yönlendireceği bir süreci başlatacaklarını ve bu anlamda yapılan çalışmalar çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirerek bir platform kuracaklarını vurgulayan Kurum, “Alacağımız tedbirlerimizi vatandaşlarımızın bu manada duymasını sağlayacak, Marmara Denizi’mizi milletimizle beraber koruyacağız. Marmara Denizi’nin korunması amacıyla yaptığımız ve planladığımız çalışmaları, bilimsel araştırma sonuçlarımızı, kuracağımız www.marmarahepimizin.com sayfası kanalıyla kamuoyuyla paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.
Marmara Denizi suyu sıcaklığının diğer denizlere göre 1 derece daha sıcak olduğunu aktaran Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:
“Soğutma suları ve termal tesislerden oluşan sıcak suların Marmara Denizi’ne etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirleri alacağız. Allah’ın izniyle bu eylem planlarımız kapsamındaki yatırımlarımızı yerel yönetimlerimizle birlikte 3 yıl çerisinde tamamlayacağız. Marmara Denizi’mizi, içerisinde bin bir çeşit balıklarımızı, canlılarımızı koruyarak en saf, en duru haliyle geleceğe taşıyacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız bu noktada bizzat bütün eylem planlarına önerilerini paylaştılar ve inşallah da onların talimatı ve tensipleriyle bu planı hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Eylem planımız milletimiz, Marmara’mız için hayırlı ve uğurlu olsun diyorum.”
Daha sonra Bakan Kurum, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammet Balta, bölge milletvekilleri, bakan yardımcıları, Marmara Denizi kıyısında bulunan illerin valileri ve belediye başkanları, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nı imzaladı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)