Değerli Okurlarım, Uzun zamandan beri işlerimin yoğunluğundan dolayı bir türlü bir yazı bile kaleme alamamıştım. Ancak yenilenen internet sitemize katkı olması ve makale yazma özlemimi gidermek açısından bugün yazmaya karar..
Değerli Okurlarım,
Uzun zamandan beri işlerimin yoğunluğundan dolayı bir türlü bir yazı bile kaleme alamamıştım. Ancak yenilenen internet sitemize katkı olması ve makale yazma özlemimi gidermek açısından bugün yazmaya karar verdim. Tabii konu belirlemede nedense hiç zorluk çekilmiyor, şu güzelim memleketimde… Her anımız adrenalin basıyor çünkü.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki;
Elazığ’da yaşayan insanlarımızın çoğunun psikolojisi bozulmuş bir vaziyette.
Baksanıza gelen talepler doğrultusunda Şehir Hastanesinin yetkilileri “Yarı Açık Psikiyatri Servisi’ni” açmak zorunda kaldılar. Hani yarı açık cezaevini duymuştum ama, böylesini ilk defa duydum.
Bakalım daha neler duyacağız.
Allah sonumuzu hayır etsin.
Psikiyatri servisi de hayırlı uğurlu olsun memleketimize.
Şimdi gelelim asıl mevzumuza;
Takdir edersiniz ki basın camiası olarak yapılan iyi işler olduğu zaman över, aksaklık olduğu zaman da belirtir ve takipçisi oluruz. Hiçbir zaman için eleştirdiğimiz kişilerin karakterine, huyuna, suyuna dem vurmayız. Sadece o yapılan iş her neyse onun biran önce, vatandaşlarımızın yararına ya kaldırılmasını ya da yapılmasını isteriz.
Ancak bazen eleştirilere tahammülü olmayan tabiri caizse burnundan kıl aldırmayanlar da çıkıyor karşımıza.
Halbuki bir yere gelmişseniz bu ülkede, bunu o halka borçlusunuz demektir.
Eğer eleştirilerimize cevap vermek istiyorsanız, bizimle görüşün, ihbar hatlarımız okunacak büyüklükte yazılmıştır.
Gerek gazetemizde gerekse internet sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızda da iletişimimiz gözükmektedir.
Ben olsam kendi işimi kendim hallederim, aracı koymam.
Gelelim diğer bir konuya; yaz mevsimini yaşadığımız şu günlerde, siz hiç Elazığ’da dolaşan turist kafilelerine rastladınız mı?
Ben rastlamadım.
Siz rastladıysanız ben onu bilmem.
Peki neden gelmiyorlar böylesi mükemmel doğal güzellikleri olan bir şehre…
Bunun birkaç nedeni var.
Bunlardan bir tanesi de insanlar Elazığ’ın haritadaki yerini bile bilmiyorlar, çünkü duymamışlar.
Evet bazı çalışmalar yapılmış, şimdi yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim.
Ancak bu çalışmalar çok cılız kalıyor.
Ciddi ve gerçek anlamda atılmış adımlar yok. Elazığ’ın reklamı yeterince yapılmadı, şimdiye kadar. Mesela; bir holding düşünün bir mamul üretiyor, bunun pazarlamasını sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya yapacak reklam geliştiriyor.
O mamulünü insanlara tanıtmak için sanki kafalarına vurur gibi tekrar tekrar reklamını gösteriyor.
Onun insanlar için hava gibi, su gibi kaçınılmaz olduğunu ispat edercesine adını duyurmak için canla başla mücadele ediyor. Siz hiç bugüne kadar Elazığ’ın tanıtımı, reklamı, adını duyurması konusunda ciddi çalışma yapanı duydunuz mu?
Bu gerek kurum olur, gerekse dernek v.s. hiç farketmez.
Hayır.
Bugüne kadar böyle bir çalışma olmadı.
O yüzden hasret başka bahara kaldı…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)