Uncategorized

SOĞUK YÜREKLERDEN SICAK MUHABBETLER BEKLENMEZ…

Çok kıymetli takipçilerim değerli okurlarım sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum… “Sevgili Okurlarım ; “Sevgi, saygı ve hoşgörü,..

Selahaddin Canpolat
SELAHADDİN CANPOLAT

Çok kıymetli takipçilerim değerli okurlarım sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum…

“Sevgili Okurlarım ;
“Sevgi, saygı ve hoşgörü, hayatı hayat yapan, insanı insan yapan muhteşem duygulardır. Sevgi ortamı kardeşliği, kardeşçe insanca yaşamayı gerektirir. Olaylara sevgiyle ve kardeşçe bakabilmek oldukça önemlidir. Sevgi insanca yaşamanın gerekliliğidir. Her şeye sevgi ile bakabilmek, insanları sevgi ile kucaklayabilmek en güzel davranıştır. Yaşantımızın her evresinde, doğrularımız veya yanlışlarımızla yüzyüze olduğumuz anlarımızın olduğu bir dünyada böylesi bir hayatı yaşıyoruz. Kısaca Doğum ve ölüm arasında kısacık bir ömür. Bu kısacık yaşamda ömürün nasıl geçtiğini hiç anlamadan, birbirimizle küçük nedenlerden dolayı kavga edecek bahaneler arıyoruz… Ancak yüce dinimiz; birbirimize karşı, hoşgörülü olmayı, tahammül etmeyi dertlere, kederkere, katlanmayı, sabırlı olmayı emrediyor… Ancak her geçen gün toplum Olarak, sevgi ve saygı bağlarının zayıfladığını görmekteyiz.Toplum olarak, bireyler olarak net bildiğimiz hep dilimizde olan bir söz vardır. “Bizler imtihan dünyasındayız. Ne ekersek onu biçeriz. Bu nedenledir ki; Sevenlerin, sevmesini bilenlerin meydana getirdiği muhabbet iklimi, sevgi tohumlarına can verir. Sevginin ve sevmenin aynı zamanda bir yaşama sanatı olduğunu kabul etmeli ve unutmamalıyız..

“Sevgili okurlarım ;
“Şu fani dünyada kalp kırıcı olmaktan ziyade, gönül yapıcı olmak daha anlamlıdır. Kırılan kalbi onarmak zordur. Maharet insanları sevmek, kalpleri fethetmektir..! Bir insan olarak çevremizde güzel anılmak, anlamlı bir iz bırakmak istiyorsak; kalpleri kapatan, karartan değil, sevgisiyle açan bir yaklaşım sergilemeliyiz. Kalpler kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur. Hani genelde sorarız, yakınırız kendimize canımızı yakanların canı yanmayacak mı diye? Öyle içimizi acıtırlar ki dost gibi görünen düşmanlar. Bir yerden sonra alışıyor insan dost gibi görünen düşmanlara üzülmüyorsun bile, insanoğlu çiğ süt emmiş, her şey beklenir. İnsanların kabiliyetsiz, beceriksiz olması bir kusur değil, ancak karaktersiz olması bir kusurdur. Hani bir söz vardır, dost acı söyler. Bence acı söyleyen dost değil, doğruyu gösteren dosttur. Dostluk ve ihanet, siyahla, beyaz gibidir. İyi gününde yanında, kötü gününde senden kaçan iki yüzlüdür. İhanetin en ağırı her zaman en çok güvendiğimizden gelir. Kalbe giden yol sevgiden geçer. Kırılan bir kalp içinde, en etkili ilaç sevgidir. Sevgiyle harmanlanan bir kalp, yaşamın güzelliklerine açılan bir kapıdır. Gönül, bir kere sevdiğine kırıldı mı , hayat daha bir zor geliyor, parçalar yan yana gelmek bilmiyor. Ne yapsanda eski havasını, tadını vermiyor. Hiçbir şey kırılan bir bardak gibi, çatlayan bir ayna gibi, hırpalanmış bir yürek gibi, eski haline döndürmek çok zordur. Telafi etmek güç, onarmaksa imkansız… Toplum da genel olarak soğuk kişilik özelliklerine sahip bir çok kişiyle karşılaşırız ve kendilerine antipatik duygular besleriz. Çünkü soğuk kişilerden bahsederken mesafeli, uzak, iletişim kurmayan, somurtan, duygularını belli etmeyen, her şeyden önemlisi gülümsemeyen kişiler aklımıza gelir.

“Sevgili okurlarım ;
“Bir birey olarak; ilk defa gördüğüm veya tanıştığım kişi hakkında hemen güven konusunda duruşuna bakarak karar verebiliyorum. Ön yargılı biri olmamak gerek. Ben kişilerin konuşma üslubuna, davranış biçimine, iletişim tarzına ve yüz ifadelerine çok dikkat ederim. Bunlar benim kişi hakkında düşüncelerimi yönlendirir. Negatif, kendisi ve çevresiyle barışık olmayan, kıskanç, kötü niyetli ve kötü kalpli insanlardan uzak durmak olmassa olmazlarımız arasında yer almalıdır.. Ancak bazı insanlara bakıyorum da; EGO’ su mu çok, karakteri mi yok, anlamak mümkün olmuyor. Üzüntü, stres, sıkıntı, sağlık problemleri, ani olumsuzluklar yaşamımızı tehdit ederken, ruh sağlığı ve kişiliği bozuk, soğuk, bencil EGO’ su tavan yapmış insanlarla iletişim kurmak yerine pozitif, iyi niyetli, düzgün, dürüst, gülümseyen, kendine ve çevresine huzur ve mutluluk veren kişilerle olmayı seçmek gerekmektedir… Güzel bir örnek verecek olursam; “Gemi kıyıya vurmuşsa, son sözünü söylemiştir.”
Etrafımıza baktığımızda genelde Soğuk insanların arkadaş edinme, başkalarıyla birlikte dost olmak gibi kaygıları yoktur. Başkalarının düşüncelerine önem vermezler. Çok fazla konuşmaz, yakınlık ihtiyacı duymazlar. Yaptığımız veya söylediğimiz şeylerin onlar için önemi asla yoktur. Soğuk ve mesafeli ilişkiler kuran insanlar, ne kadar yetkin olurlarsa olsunlar, insanlar üzerinde istedikleri etkiyi yaratamazlar. Etkili olmanın yolu, hem bilgi ve yetkinlik sahibi olmak hem de cana yakın, içten bir iletişim kurmaktan geçer. İnsanın yetkinliği kadar ilişkilerindeki sıcaklık ta önemlidir. İnsan kendini bütün varlığı ile ortaya koyduğunda içtenliği ve iyi niyeti karşı tarafa yansır, adeta sihirli bir etki yaratır. Kendi içlerinde yetkinlik ve içtenlik dengesini iyi tutturmuş insanlar, kendilerinden emin ama kibirsiz görünürler. Eleştirilere açıktırlar ve eleştirileri kendilerini geliştirmek için kullanırlar. Yine güzel bir örnek verecek olursam; “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez

“Sonuç olarak ;
“İnsanlara iyi davranmalı ve sevmeyi bilmeyenlere sevgiyi öğretmeliyiz. Sevgi insanı birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya götürür. İnsanları seveni, herkes sever. Sevginin ne demek olduğunu unutmamalıyız. Sevgi olmayan yerde birçok olumsuz duygu olur. Yüreğimizi görmeyenlere en güzel yıllarımızı harcatmayalım, biz bir çok kişinin belkide en güzel hayaliyiz değmeyenlerin hikayesi olmayalım. Soğuk yüreklerden sıcak muhabbetler beklenemez. Yaşadığımız şu gök kubbe altında sevgi, saygı, merhamet, hoşgörüyü içinde barındıran, eser bırakabilen, dostunun, arkadaşının yardımına koşabilen, sevgi insanı olabilen, saygı ve merhamet duyguları gelişmiş, içinde nefret ve kin gibi duyguları olmadan yaşayabilenlere ne mutlu. vesselam.

“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle..

“Kul Selahaddin CANPOLAT”

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL