Uncategorized

CEHALET ENFLASYONU

Gelişmişlik diyoruz. Kalkınmışlık diyoruz. Yaşam kalitesi ve standartları diyoruz. Tüm bu kavramların bizlere anlattığı bir şey var. O da bu kavramların layıkıyla yerine getirilmiş olduğu toplumlarda, her bir alandaki standartların..

CEBELİ YERLİKAYA
CEBELİ YERLİKAYA

Gelişmişlik diyoruz. Kalkınmışlık diyoruz. Yaşam kalitesi ve standartları diyoruz. Tüm bu kavramların bizlere anlattığı bir şey var. O da bu kavramların layıkıyla yerine getirilmiş olduğu toplumlarda, her bir alandaki standartların üst düzeye ulaştığı, bununla birlikte toplumların diğerleriyle ayrıştığı ve önde yer aldığıdır. Yani dünya iki günde ipi önde göğüslediğidir. Peki bu önde olmanın, en iyi olmanın sırrı nedir?
Bir toplumun bilgi hacmi ve hafızası ne kadar büyükse dünya üzerinde kapladığı yer de onunla orantılıdır. Toplum insan sayısının çokluğu ve yüz ölçümlerinin büyüklüğü ile büyük sayılmazlar. Barındırdıkları bilgi kapasitesi ve düzeyiyle büyük sayılırlar. O halde önceliğimiz bilgi ve bilginin kaynağı olmalı.
O kaynak nedir?
Tabi ki sahip olunan ve kayıtlar altına alınmış basılı hafızadır. Yani kitaplar. Önce taşlara kazındı bilgi, sonra parşömenlere, daha sonrasında ise kâğıda ve dijital materyallere. Günümüzde en sık kullanılan bilgi kaynaklarından biridir elbette kitaplar. Onlarla varlığı kavrıyor, onlarla yanlışla doğruyu ayırt edebiliyoruz. Onlarla ileriye adım atabiliyoruz. Adim atmadan yol aldığını gördünüz mü hiçbir kimsenin?
Ya yerimizde saymayı tercih edeceğiz ya da hep ileriye hep en iyiye gitmeyi. İleriye gitmek; yeni şeyler görmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi, yeni şeyler ortaya koymayı, bununla birlikte bir değişimi ifade eder. Yerinde kalmaksa, yerinde saymaksa köhnemişliği yenilgiyi kabullenmeyi. Yenilgiler eksiltir. Yenilgiler kaybettirir. Yenilgiler fakirce yaşamayı getirir. Oysa zengin bir zihinle her şeyin daha mükemmelini yaşamak mümkün. Kitaplar diyorum! Onlara giden yol ne mübarek bir yol. Onlarla kuşanan zihinler ve kalpler ne zengin ne engin. Bilginin sirayet ettiği toplumlar ve insanlara bakın. Kitaplara giden yollardan biri de fuarlar. Fuardayız. 5. ELAZIĞ Kitap Fuarı’nda. Fuarın katılımcı bir yazarı olarak, çeşitli gözlemlerde bulunuyoruz. Çeşitli diyaloglar kuruyoruz okuyucuyla. Katılım yüksek, okuma arzusu yüksek. Bilgi açlığı var. Fakat gelin ki bu açlığı tedarik edecek ve o kolaylığı sağlayacak zihinsel ve maddi ortam yok. Bir ülkede kitaplar niye pahalı olur ki? Okunmaması için mi, ulaşılması zorlaşsın diye mi? Büyük toplum kesimleri düşünme ve akıl yürütme denen yetiden mahdum kalsın diye mi?
Yahut bu durumu stabil kılarak birilerinin konforunu kalıcı kılmak için mi?
Sanırım hepsi. Okumak; cehalet enflasyonunu düşürmenin tek yolu. Kitaplara ulaşmanın yolunu açalım. Fuarların insan yığınlarıyla dolup taştığı ve kitaba rahatlıkla ulaştığı alanlar kılalım. Toplumsal iyileşme ve büyüme, kalkınma ve ileriye gitme ancak bununla mümkün olabilir. Haftaya Elazığ Kitap Fuarını ve analizini yapacağız. Güzel yarınlarda buluşmak dileğiyle.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL