Uncategorized

GAZETECİYİ KOVMAK, NE CÜRET!

Değerli hemşehrilerim ve okurlarım, Bu hafta da sizlerle olmanın mutluluğu içerisindeyim. Yaşadığımız gibi bir kurban bayramını geçirmenin mutluluğunu tattık. Rabbim daha nice bayramlar yaşamayı nasip etsin inşallah. Tabi bu pandemiden..

Recai GÜÇLÜ
RECAİ GÜÇLÜ

Değerli hemşehrilerim ve okurlarım,
Bu hafta da sizlerle olmanın mutluluğu içerisindeyim. Yaşadığımız gibi bir kurban bayramını geçirmenin mutluluğunu tattık. Rabbim daha nice bayramlar yaşamayı nasip etsin inşallah. Tabi bu pandemiden hem sıkılmıştık, hem de bunalmıştık. Bu illetten dolayı epeyce komşularımızı, arkadaşlarımızı ve akrabalarımızı kaybettik. Bütün ölmüşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah bu pandemiyi atlatırsak, daha da mutlu oluruz diye düşünüyorum. Biraz daha sabırlı olmalıyız. Maske, mesafe ve hijyen kuralına mutlaka uyalım. Bir de aşı olmayı unutmayalım. Değerli hemşehrilerim, ölüm dedim de, bugün şehrimizin “Böyük Abe’si” değerli insan, üstat BÜNYAMİN EROĞLU’nun ölüm yıldönümü. Böyük Abe’ye Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun inşallah. Köşe yazarımız kardeşim Böyük Abe’nin oğlu Fatih Eroğlu’na ve ailesine hayırlı sağlıklı bir ömür dilerim. Değerli hemşehrilerim, geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan açıklama yapan Ak parti il başkan yardımcısı Kemal Tan, Rize’deki sel felaketinden, burasının neden ‘Afet Bölgesi’ olduğuna dair açıklama yapmış. Bu nedenle ‘ne cesaretse’ Gazetecilerin Elazığ’ı terk etmesini dile getirmiş. Öncelikle, gazetecilere takınılan bu tavır beni rahatsız etti. Gazeteciyi kovmak ne cüret! Bu gazeteciler bazıları gibi ihale ve menfaat peşinde değil, zaman zaman canını riske atarak memleketin menfaati için haber peşinde koşanlardır. Sosyal medyadan bu talihsiz açıklamayı yapan şahsı, Elazığ’da Güçlü Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti Elazığ İl Temsilcisi olarak, şiddetle ve nefretle kınıyorum. Bu şehrin sorunları ve sıkıntıları için canla başla çalışan gazetecilerimizden ve camiamızdan derhal özür dilemesini bekliyorum. Nihayetinde ben de bu şehrin gazetecisiyim, çok zoruma gitti. Asrın felaketinde 6.8 şiddetinde bir deprem yaşayan Elazığ neden afet bölgesi olmadığını söylemesi suç mu? Bu gazeteciler bunu söyledikleri zaman kendi menfaatlerini mi düşünüyorlar? Elazığ’ın topyekün sorunlarını dillendirdikleri için bazıları rahatsız oldukları için mi bu şehri terk edin diyorlar? Bak arkadaş bu memlekette doğmuş büyümüş ve Elazığ’ın menfaatlerini savunan aynı zamanda ihanet etmeyen, hiçbir gazeteciyi ve hiçbir kimseyi bu memlekette kovacak bir baba yiğit göremiyorum. Bunu diyen ‘ya gaf yapmıştır ya da aklını kiraya vermiştir’. Ak Parti il başkan yardımcısı Kemal Tan’a soruyorum! Giresun’daki olayda afet bölgesi ilan edildi! Mağdurların her birine 50.000 TL hibe verildi! Elazığ’da ise, asrın en büyük depremi yaşanmasına rağmen ve ardından Kovit-19 belasıyla cebelleşen mağdurlar, bankalara mahkum edildi. Hibe verildi fakat bu deprem felaketine ve pandemiye karşı devede bir tüy gibi kaldı. Kemal Tan, bunlara hiç değinmiyorsun? Bak kardeşim, senin bu memleketi ne kadar sevdiğini bilmem fakat ben şahsen bir gazeteci olarak, -onu da bir kenara bırak- Türk vatandaşı olarak, Elazığ’ımı ve Türkiye’mi canımı feda edecek kadar seviyorum. Diğer gazeteci arkadaşlarım da en az benim kadar Elazığ’ımızı ve ülkemizi severler. Hiç kimsenin şüphesi olmasın! Peki kardeşim. Şehrin yer değiştirmesi sıkıntı oluyorsa, 24 Ocak 2020’de olan deprem ve aradan bir buçuk seneden fazla bir zaman geçmesine, hatırı sayılır derecede para gelmesine rağmen, halen daha depremzedeler konteynerlerde, hasarlı binalarda kalıyorlar ve şehrin her tarafı virane halde. İktidar partinin mensubu olarak neden Elazığ’ın imarı ve diğer sıkıntıları için çaba sarf etmiyorsun da, Elazığ’ı savunan gazetecileri bu şehirden kovuyorsun? Halen daha anlamış değilim. Bak kardeşim benim yaşım 61 olmasına rağmen, kendi menfaatimi değil de Elazığ’ım için ne yapabilirimin peşindeyim. Böyle kovarak, ayrıştırarak, dışlayarak, polemik oluşturarak bir yere varamazsın. Herkesin olduğu gibi biz gazetecilerin de bazı eksiklikleri olabilir. Biz beşeriz. Kaldı ki ben burada gazetecilerin yanlış içerisinde olduğunu görmüyorum. Ama yine de onu bunu dışlarsan, ayrıştırırsan ve kovarsan olmaz. Hatalarımızı, yanlışlarımızı veya yapılması gerekenleri kendi aramızda istişare yaparak çözmeliyiz. Çünkü yapacağımız her şey bu memleketin menfaatinedir. Kainatın efendisi Hz.Muhammed (S.A V.) bir hadisinde şöyle buyuruyor, “Bölünmeyiniz, birleşiniz çoğalınız. Çünkü birlikten kuvvet doğar.” Bak kardeşim, ülkemiz zor günler geçiriyor. Eğer birbirimizi oradan buradan kovarsak, mazallah çakal dumanlı günü sever. Boşluk gördüklerinde, bir başkaları da bizleri kovar. Bu yüzden hep birlikte şehrimize ve ülkemize sahip çıkalım, kardeşliğimizi pekiştirelim. Çünkü bizim bizden başka dostumuz yoktur. Önümüzdeki hafta görüşmek dileğiyle.

Kalın Sağlıcakla…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL