DÜNDEN DEVAM…

Ülke olarak kritik bir seçimin eşiğindeyiz. Önümüzdeki 4 yıl bizi yönetecek olanları hep beraber seçeceğiz. Hangi parti olursa olsun hiç fark etmez. Burada önemli olan liyakat sahibi insanları meclise gönderebilmek.

Takdir edersiniz ki; bizler de basın mensupları olarak yıllardır Elazığ’daki esnaflar, STK’lar, iş insanları, eğitimciler, siyasetçiler, sanatçılar, sağlıkçılar, spor adamları ve daha bir çok meslek gruplarıyla istişareler halindeyiz.

Zaman zaman kendilerinin görüşlerini de alarak röportajlar yapıyoruz, davet ediyorlar, icabet ediyoruz, kısaca insanlara değer veriyoruz. Ancak her zaman hayat böyle gitmiyor! Bazen de yapıcı eleştirilerde bulunarak, kendilerini ikaz ediyoruz.

Buraya dikkat!! Yapıcı diyoruz, asla bizde yıkıcı eleştiri olmaz. Basın meslek ilkelerine aykırı hiçbir yazımız şimdiye kadar olmadı, olmaz, olmayacaktır da.

O zaman siz seyreyleyin gümbürtüyü! Eleştiriden sonra tabii…

Aman, aman, aman efendim! Ufaktan bir iğneledik ya. Başlıyorlar tehdit etmeye… Hatta ofise gelirim diye göz dağı verip de gelmeyen, bazen gelen de oluyor.

Küçük bir anektod size…Ofisimiz 4. katta ve asansörümüz olmasına rağmen, merdivenlerden çıkan da oluyor.  (Asansörü görmemişler)

NOLDU?? İncileriniz mi döküldü? Hiç laf söylenmeyecek mi sizlere? Hayırdır? Eleştirilere katlanamıyorsanız; o zaman topluma hitap etmeyeceksiniz. Bulunduğun yeri bırakıp layık olanların gelmesine fırsat vereceksiniz.

Bize dünkü yazımızdan sonra isim soruyorsunuz. İsim hiç fark etmiyor, isim vermenin kıymet-i harbiyesi yok. Bunlar zaten kendilerini anlamışlardır. Aday adayları,STK’lar, iş insanları hepsi de olabilir. Önemli olan burada insanın kendi hatasını görebilmesi.

İşte böyle zor şartlar altında görevimizi sürdürmeye çalışıyoruz.

Ne diyelim! Ya Rabbi! Kimseyi cahil etme, edersen de başımıza musallat etme… Yarın sizlerle olmak dileğiyle.

NOT: Yazılarımıza gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür eder, saygılarımızı sunarız…