Yaşadığımız dünyada, ülkede, şehirde her gün insanlık dışı hadiselerle karşılaşıyoruz. Bu durum bizleri ve insanoğlunu yaralıyor. Her kesimde ve alanda huzursuz bir toplum kendini gösteriyor. Ailede, ticarette, iş yerinde, okulda,..
Yaşadığımız dünyada, ülkede, şehirde her gün insanlık dışı hadiselerle karşılaşıyoruz. Bu durum bizleri ve insanoğlunu yaralıyor. Her kesimde ve alanda huzursuz bir toplum kendini gösteriyor. Ailede, ticarette, iş yerinde, okulda, mahallede bu durum artık iyice çekilmez hale geliyor. Babalar, anneler, dedeler, nineler, teyzeler, dayılar hepsi feryat ediyor. Bu durum toplumu ve herkesi tedirgin ediyor. Herkes umutla hayata bakmak isterken mutsuz oluyor.
Geçen güz yaşadığımız bir hadise bizleri üzdü. Evimize giren hırsız, kombi, TV ve değerli eşyalarımızı alıp götürdü. Bir hafta içinde 5 eve giren hırsız, başka bir eve girerken jandarma tarafından yakalandı. Hırsızın bizden çaldığı kombiyi annesinin evine taktığı, jandarmanın annesinin evinde kombiyi sökerken ortaya çıktı. Annesi, oğlunun hırsız olduğunu öğrenince bayılmış ve ayrı bir dram yaşanmıştı.
Bunu öğrenince, toplumun ne seviyeye geldiğini, kimlerin sorumlu olduğunu ve neden bu ülke vatandaşlarının bu hale geldiğini sorgulamak gerekiyor. Her gün yaşanan bu olaylar bizi insanlık duyguları ile baş başa bırakıyor. Kim ne kadar sorumlu diye haykırmak gerekiyor.
Herkes kapısının önünü süpürürse her taraf tertemiz olur. Herkese görevler düşüyor: cami imamına, okul öğretmenine, anne babaya, işverene, muhtara, siyasetçiye, adalete, mülki amirlere… Herkesin bu konuda daha çok hassas olması gerektiği muhakkaktır. Herkes dünyanın düzelmesini ister ama gayreti komşusundan bekler. Birbirine havale edilerek düzen olmaz, sistem yürümez.
Herkes bilgi birikimi ile kendini geliştirip bu ülke için faydalı bir nesil yetiştirmek zorundadır. Bu bizim geleceğimizdir; geleceğe atılan bir tohumdur. Gerekirse yeminli vatandaşlık statüsü gelmeli ve bunun bedeli olmalıdır. Kanunlar bunu desteklemeli. Yeminli tercüme ve müşavir varsa, yeminli vatandaş da olmalıdır. Bu ülke için teminat ve güvendir. En azından kaç kişi bu ülke için kendini feda eder, yeri gelince göstergesidir.
Bunca insan bu vatan için şehit olmuşken, vatandaşlar ülkeye zarar veren, soyup savuranlar için kendilerini feda etmediler. Bu hepimizin, bu ülke için onlara gerekli değeri vermek boynumuzun borcudur. Daha güzel yarınlara kalmak, umutla hayata bakmak, geleceğimiz için çocuklarımızı eğitmek, okul öğretmeninden önce ailede anne babanın görevidir.
Sevgi ve esen kalın.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)